Kimberley Freeman Kır Çiçeği Tepesi Kitap İncelemesi

04/08/202104/08/2021 Nora 0 yorum

Kimberley Freeman Kır Çiçeği Tepesi Konusu ve Kitap İncelemesi

Kır Çiçeği Tepesi Arka Kapak

Bazen kader, hayatımızdaki kişilerle sınar bizi.
Ki hayaller bu sınavı geçmek için yeterli değildir…
1929 yılında Glasgow’da yaşayan genç, güzel Beattie‘nin büyük hayalleri vardır, ta ki evli sevgilisi Henry‘den hamile kalana kadar… Çocuğunu evlatlık vermek üzere dünyaya getirmeden hemen önce Henry karısını terk edip Beattie ile birlikte Londra’ya kaçmaya karar verir. Orada kendilerine yeni bir hayat kuracaklardır.
Tam seksen sene sonra kader, Beattie‘nin torunu Emma‘ya oyununu oynayacaktır. Ünlü bir balerin olan Emma, geçirdiği sakatlık nedeniyle kariyerinden vazgeçerek aile bağlarının olduğu Avustralya’ya dönmek zorunda kalır. Büyükannesinden ona kalan çiftliğe vardığında, tek amacı oradaki eşyaları düzenlemektir. Ancak dört bir tarafı sararmış fotoğraflar ve eski mektuplarla çevrili olan Emma, geçmişin tozlu sayfalarında kalan bir aile sırrını çözmeye çalışırken bulur kendini. Emma attığı her adımda büyükannesiyle kaderlerinin nasıl da bir örüldüğünü keşfedecektir.
Kır Çiçeği Tepesi, yalnızca iki kadının hikâyesini barındıran yürek burkan bir roman değil, ayrıca insanın elindeki gücü ve bu gücü keşfettiğinde neler yapabileceğini ortaya koyan bir başyapıt.

Kır Çiçeği Tepesi Konusu

Kitap’da sizi iki kadın bekliyor: Beattie ve torunu Emma.

Evli bir adamla olan ilişkisinden hamile kalan Beattie, bunu öğrenen annesi tarafından evden kovulur. Öncelikle bir manastıra gidip doğum yapmayı ve çocuğunu başka birisine evlatlık vermeyi düşünse de Henry‘nin onu bulmasıyla bu fikirden vazgeçer. Henry karısı Molly‘i arkasında bırakıp Beattie ile kaçar. Yerleştikleri yerde Henry, Beattie‘nin kesinlikle arkadaşlık kurmasını, insanlarla tanışmasını istemez.

Lucy büyüdükçe babasına düşkün bir kız olmaya başlar. Babası Henry ise bütün parasını alkol ve kumarda harcayan biri olur. Fakirlik içinde ilerleyen günlerine bir de Molly‘den gelen mektup sorunları eklenir. Beattie, Henry‘nin tekrar eski karısına döneceğini fark eder. Yanında Lucy‘i de götürebileceği korkusu ile yaşadıkları evden kaçar ve Kır Çiçeği Tepesi‘ne yolu düşer. Çiftlik evinde kendine bir iş bulan Beattie, kazandığı bir oyun sayesinde bütün çiftliğin yeni sahibi olur.

Henry ve Molly, ondan Lucy‘i ayırdıklarında kocaman bir boşluğun içine düşen Beattie, sevdiği kişiyi de kaybetmenin keskin acısını da tadar.

Uzun bir süre kızı ile irtibata geçmek ister fakat Lucy‘nin de bunu istemediğini öğrendiğinde peşini bırakır. Aradan geçen yıllardan sonra kendine yeni bir hayat kurmaya başlar. Evlenir, iki çocuğu olur. Her ne kadar mutlu bir hayat yaşıyor gibi görünse de kalbinde daima Lucy‘nin hasretini taşımaktadır.

Balerin olan Emma, yaşadığı bir kaza sonucunda bir daha dans edemeyecek hâle gelir. Büyükannesinin ona miras olarak bıraktığı eve yerleşme kararı alır. Beattie‘nin yıllar boyunca her şeyi Kır Çiçeği Tepesi‘ndeki evde sakladığını gören Emma, bütün sırları açığa çıkarır.

Kır Çiçeği Tepesi Kitap İncelemesi

Kitap Hakkında Yorumum;

Bu kitabı ilk kez okuduğumda henüz bir lise öğrencisiydim. Ne kadar çok ağladığımı hâlâ hatırlıyorum. Kitabın sonu kalbimi üçüncü okuyuşumda bile paramparça etti.

Beattie, okuduğum en güçlü kadın karakterlerden biri. Emma da aynı şekilde. İkisinin hayatının birbirine bağlanması çok muhteşemdi.

Kitapta ırkçılık, bekâr bir anne olmak gibi toplumsal sorunları ışık tutulması hoşuma giden bir başka noktaydı. İnsanların Beattie hakkında olan düşünceleri ve Charlie‘ye olan davranışları sizi sinirden öldürebilir.

Kitapta olaylar oldukça akıcı ilerliyor. Olabilecek her türlü duyguyu barındırıyor ve bunları size aktarabiliyor. Kır Çiçeği Tepesi‘nin sizi esir almasına izin verin..