Puslu Kıtalar Atlası Kitap İncelemesi – Ihsân Oktay Anar ‘dan

Puslu kıtalar atlası kitap konusu / kitap yorumu / Puslu kıtalar atlası incelemesi

Puslu Kıtalar Atlası

Puslu Kıtalar Atlası

Puslu Kıtalar Atlası Ihsân Oktay Anar ’dan okuduğum ilk eserdi. Kitabı size nasıl anlatacağımı bilemediğim zamanlar ki bu genellikle çok beğendiğim veya anlatmak istediğim fazlasıyla bilgi varsa kitaba dair, hep böyle oluyor.

Puslu Kıtalar Atlası gerçek dünya ile kurmaca dünya arasındaki sınırların kaldırıldığı özellikle 20.yüzyılda yazılan eserlerde baş gösteren bir durum olan edebiyatta üst kurmaca olarak adlandırılan bir teknikle post-modern şekilde yazılmış bir romandır. 

Eser, felsefi, fantastik ve tarihi içerikler bulunduran kurgunun mükemmel bir şekilde yapıldığı ve gerçeklikle düşün iç içe geçtiği, Descartes’ın, “Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesini yeniden ortaya koyan bir eserdir.

Puslu Kıtalar Atlası

Dili ağdalı oluşuna, Osmanlıca kelimeler ve bazı terimler içeriyor olmasına rağmen olay örgüsü, üslubu ve kurgusu o kadar sürükleyici ve büyüleyici ki okuru asla sıkmıyor, hatta bu sayede bir sürü yeni kelime öğrenme şansı da doğuyor.

Aynı zamanda edebiyatımızın en orjinal girizgahına da sahip diyebiliriz: “Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki…” diyerek sanki efsanelerden, destanlardan, binbir gece masallarından bir parça anlattırır.

Olaylar Osmanlı dönemi İstanbul’unda geçmektedir. Uzun İhsan Efendi, bir dünya haritası yapma sevdasına kapılmış biridir. Bu atlası düşleriyle yapma gayretindedir. Bu yüzden içtiği yeşil bir sıvı nedeniyle günün büyük bölümünü uyuyarak geçirmektedir.

İhsan Efendi’nin ölen dayısından kalan “Zagon Üstüne öttürme” adlı kitap kendisini çok etkiler ve kafası karışır. İhsan Efendi oğlu Bünyamin, tamamladığı Dünya Atlasını vererek başı her sıkıştığında buna bakmasını söyler. Bünyamin Zülfüyâr adlı bir casusu kurtarmak için bir kuşatmaya katılır.

Zülfüyâr elindeki kapkara mıknatıslı parayı Bünyamin’e verir. Ebrehe parayı almak için Bünyamin’i arar. Bünyamin babasını aramaya başlar. Bünyamin babasının izini yazılan kitaptan okuduğu bir cümle ile bulur. Bundan sonraki iç içe geçmiş hikâyelerle roman son bulur.

Israrla okumanızı tavsiye ediyorum.

Keyifli okumalar.

-Özlem 

 

Özlem’e ait bir önceki kitap incelemesi: Oblomov’u Anlamak: Oblomov Kitap Konusu ve Yorumu

Tüm kitap incelemeleri için buraya tıklayın.

Özlem

Özlem

Gazi'de İngilizce Öğretmenliği son sınıf öğrencisi, yedinci sanat dalına düşkün biri. Sinemanın gücüne inanır, zamanını anlamak ve anlatmak için harcar, arada yazar, çokça düşünür. Keşfetmeyi ve yolculuğu seven biridir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir