MSG Nedir – İşlenmiş Gıdaların Lezzet Sırrı
Açılımı monosodyum glutamat olan MSG , bir katkı maddesi ve biz bilmesek de tükettiğimiz birçok gıdanın içeriğinde mevcut.
Bu yayında, aslında günlük hayatımızda fark etmeden tükettiğimiz katkı maddelerinden biri olan MSG hakkında bilgilerin yer aldığı, yabancı bir tıbbi bloğun yazısını sizler için çevirdim. Yazının orijinaline healthline.com adresinden ulaşabilirsiniz.
MSG Nedir
MSG , lezzet arttırmak amacıyla kullanılan, E621 e-koduna sahip bir gıda katkı maddesidir.
Monosodyum Glutamat , doğada en çok bulunan amino asitlerden biri olan amino asit glutamattan veya glutamik asitten üretilir.
Glutamik asit, vücudunuz için gerekli bir amino asit değildir. Çünkü zaten bu vücudunuzda üretilen bir şey. Bu amino asit, vücudun çeşitli işlevlerinde yer alır ve düşük kaliteli işlenmiş gıdaların içeriğinde bulunur.
Kimyasal olarak ise, sofra tuzu veya şekere benzer beyaz kristal bir toz halinde bulunur. Sofra tuzundaki sodyum ve glutamik asidin bileşiminden üretilir.
Bu madde, Asya mutfağında oldukça popülerken, batıda da birçok işlenmiş gıdanın içeriğinde bulunur.
Monosodyum Glutamat Neden Zararlıdır
Glutamik asit, beyinde bir nörotransmitter olarak işlev görür. Görevi ise, sinyali iletmek için sinir hücrelerini uyarmaktır. Bu nedenle bazı insanlar tarafından MSG’nin sinir hücrelerinin fazla uyarımına neden olduğu iddia ediliyor.
Böylelikle de MSG’ye “eksitotoksin” etiketi takıldı.
*Eksitotoksin: Uyarıcı görevde yer alan amino asitlerin amaçlarını yüksek çekicilikte uyaran bileşiklere verilen addır.*
MSG’nin zararlı olduğu düşüncesi, 1969 yılına dayanıyor esasen. O yılda yapılan bir hayvan deneyinde yeni doğmuş farelere yüksek dozlarda enjekte edilen MSG’nin zararlı nörolojik etkilere sebep olduğu görülmüş.
O zamanlarda basılmış bir kitap olan Russell Blaylock’un kaleme aldığı “Eksitotoksinler: Öldüren Lezzet” isimli kitap gibi daha niceleri, bu düşüncenin ve korkunun canlı kalmasını sağladı.
Beyinde artan glutamat aktivitesi kişiye zarar verecek potansiyele sahiptir, bu bir gerçek. Ancak glutamat, sadece çok az miktarda kan-beyin bariyerini geçebilir. Yani bu demektir ki beyniniz üzerinde çok az etkili hatta hiç etkili değildir bile diyebiliriz.
Genel olarak söylemek gerekirse, MSG’nin normal miktarlarda tüketilmesi ile eksitotoksin etkisi arasında bir ilişki olduğuna dair kesin ve ikna edici bir kanıt bulunmamaktadır.
Bazı insanlar MSG’ye hassas olabilirler
Bazı insanlar, MSG’yi vücutlarına aldıklarında bir takım olumsuzluklar yaşayabilirler. Bu duruma Çin restorandı sendromu adı verilmiştir.
Bu sendromun belirtileri, baş ağrısı, kas gerginliği, uyuşma, karıncalanma ve halsizliktir. Bu belirtilere sebep olan eşik dozun ise MSG’ye hassas olan kişilerde 3 gram olduğu belirtiliyor.
Bu sendromun nedeni ile ilgili ise pek bir bilgi yok. Herkes bu maddeye hassas değil. Ancak şöyle bir teori var, yüksek dozlarda alınan MSG’nin, eser miktarda glutamik asidin kan-beyin bariyerini geçmesine ve nöronlarla etkileşime girmesini sağladığı düşünülüyor. Beyin ödemine ve yaralara bu şekilde neden olduğu düşünülüyor.
Bir çalışmada, MSG’nin hassas kişilerde astım ataklarına neden olduğu görülmüş. Bununla birlikte, bazı çalışmalarda ise, MSG alımı ile astım atakları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Yani MSG’nin astım ataklarını tetiklediğine dair kesin kanıt niteliğinde bir bilgi bulunmamaktadır.
Monosodyum Glutamat’ın Lezzet ve Kalori Alımına Etkisi
Bazı çalışmalarda, MSG’nin tok hissetmeye yardımcı olduğu görülmüş.
Bir araştırmada ise, MSG ile tatlandırılmış çorbaları tüketen kişilerin bir sonraki öğünlerinde daha az kalorili beslendiği görülmüş.
Bununla birlikte bazı çalışmalarda ise tam tersine tükettikten sonra kişilerde kalori alımının arttığı saptanmış.
Bende birazcık vücudumu tanıyorsam, benimde kanaatim bu yönde açıkçası.
Yani özetle, evet belki bazı çalışmalarda tok tuttuğuna dair kanıtlar bulunmuş olsa da yine kesin bir bilgi yok, dolayısıyla kilo vermek için güvenilmemesi gereken bir katkı maddesidir MSG.
MSG’nin Obezite ve Metabolik Bozukluklara Etkisi
Bazı hayvan çalışmalarında beyinlerine yüksek dozlarda enjekte edilen MSG, onların obez olmalarına neden oldu.
Bir önceki başlıkta da bahsettiğim gibi insanlar üzerinde yapılmış bir çalışmada da kalori alımını arttırdığının görüldüğünden bahsetmiştim.
Çin’de yapılan bir araştırmada ise, MSG alımı ile kilo alımı arasında anlamlı bir ilişki olduğu iddia edilmiştir.
Vietnam’da yapılan bir araştırmada ise, günde ortalama 2,2 gram MSG alımıyla aşırı kilonun arasında bir bağ bulunamamış.
İnsanlarda yapılan kontrollü bir çalışmadan elde edilen verilere dayanarak, MSG’nin kan basıncını yükselttiği ve baş ağrısı sıklığını arttırdığı iddia edildi. Ancak bu çalışmada gerçekçi olmayan çok yüksek dozlarda MSG kullanıldığı ortaya çıktı.
Bu çalışma ile, bir kez daha herşeyin fazlasının zarar olduğunu kendime ve sizlere hatırlatayım.
MSG ile ilgili kesin kanılara varmak için daha fazla insan çalışmalarına ihtiyaç vardır.
Sonuç Olarak
MSG, ne tam olarak güvenli ne de tehlikeli bir nörotoksindir. Gerçek ise bu ikisi arasında bir yerlerdedir.
Kanıtlar, MSG’nin makul miktarlarda güvenli olduğu, çok yüksek dozların zarar verebileceğini gösteriyor.
Eğer MSG’ye hassas olduğunuzu anladıysanız ve vücudunuzda anormal tepkiler görüyorsanız gıda konusunda daha fazla hassas davranmaktan başka bir şey elinizden gelmeyecektir.
MSG nedir ve monosodyum glutamat zararlı mıdır isimli çeviri yayınının sonuna geldik. Umarım sizler için bilgilendirici bir yayın olmuştur.
Herkese sağlıklı günler diliyorum.
- Savunma Mekanizmaları – Stres ve Kaygıdan Benliğimizi Nasıl Koruyoruz - 19/02/2022
- Revuele Hydralift Hyalüron Gündüz Kremi Yorumu - 30/01/2022
- Simple Ferahlatıcı Yüz Temizleme Jeli Yorumu - 24/01/2022