Sanat Tarihi Okumak : Sanat Tarihine Nereden Nasıl Başlamalıyım
Sanat Tarihi Okumak
Bana sıkça sorulan bir soru şu: “Sanat tarihini öğrenmeye nasıl başlayabilirim?” Deneyimlerime göre, Sanat Tarihi ‘ne ilgi duyan çoğu insanın merakı genellikle tek bir sanat eserinin anlamlı bir etkileşimiyle başlar. İlk ilgi geliştikçe makale ve kitap okunmaya başlanır. Sanat dünyasıyla olan yakınlık derinleşir ancak bununla birlikte sanat tarihinin karmaşık, hatta kafa karıştırıcı olduğu duygusu gelir.
Her şey çok çabuk olur, ve yönelim bozukluğu başlar.
Bu genel bir deneyim. Ama aslında ben sanat tarihine başlamanın en sağlıklı yolunun bu olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Çünkü kişisel bağ ile başlayan bir ilgi, mümkün olan en güçlü temelleri atar. Bireysel bir iş veya sanatçıya duyulan sevgi, ömür boyu sürecek bir tutkuyu tetikleyebilir. Şimdi sorunun özüne gelecek olursak: Sanat Tarihine yeni başlayan biri gerçekte nereden başlıyor?
Sanat Tarihine Olan Tutkunu Geliştir
Benim ilk tavsiyem, ilk tutkunuza geri dönün ve daha geniş bağlamdaki yerini anlamaya çalışın. Belki Monet tarafından yapılmıştır belki bir müzede gördüğün Yunan heykelidir ya da belki de 20.yyda Mark Rothko gibi biri tarafından yapılmış soyut bir resimdir.
Senin ilk ilginin başladığı yerde benim tavsiyem başlıyor.
Sanatçılar hakkında bir şeyler oku. Yaptıkları işler hakkında bilgi edin. Biraz da hayatları, hangi sanatçılarla arkadaş oldukları ve benzeri konular hakkında bilgi edin. Bu kadar hızlı ilişki kurmaya başlayabilmen şaşırtacak. Ve er ya da geç bu ilişkiler bilgiye dönüşecek.
Çalışmalarını yapılandır
Çalışma sürecinizin iyi yapılandırılıp yapılandırılmadığına dair bir test, aldığınız materyali gerçekten tutup tutmadığınızdır. Birikmiş bilgiyi süpürmek oldukça kolaydır, onu özümsemek ve zihinsel olarak anlamlı bir öğrenme yapısı içinde birleştirmek ise zordur.
Sanat tarihi ile ilgilenmenin yararlı bir yolu, onu bir dizi dönüm noktası olarak görmektir.
İtalyan Rönesansı çok önemli dönüm noktalarından biridir. Modern sanatın ortaya çıkışı da başka bir dönüm noktasıdır. Bu dönüm noktaları, genel bir yapı oluşturmak için odaklanılacak mükemmel yerlerdir. Ben olsam Batı sanat tarihindeki temel dönüm noktalarından beşiyle başlardım:
- Klasik
- Rönesans
- Barok
- Romantizm
- Modern
Bu terimlerle yönünüzü belirleyin ve onlarla ilişkili bazı önemli sanatçıları tanıyın.
Örneğin, Barok olarak bilinen dönem şu şekilde tanımlanabilir: 1600-1730 arasındaki yılları kapsayan Barok sanat ve mimarisi, Rönesans’ın klasik idealizmini dramaya daha fazla önem verilerek, güçlü renk şemaları kullanılarak ve dönen spiraller, yukarı doğru çapraz çizgiler kullanılarak duygusal durumları uyandırmaya çalışan sanatçılarla birleştirildi.
Özellikle Katolik kilisesi tarafından desteklendi ve Barok sanatı, Karşı Reform hareketiyle yakından ilişkiliydi.
Barok Sanatının Önder Sanatçıları
- Caravaggio 1571–1610
- Peter Paul Rubens 1577–1640
- Gian Lorenzo Bernini 1598–1680
- Diego Velázquez 1599–1660
Zaman içinde bu dönüm noktalarının geçerliliğini sorgulayabilir hatta bunların gerçekte ne olduğunu, doğru tanımlarından ziyade daha çok sanat tarihinin alt yapıları olup olmadığını merak edebilirsiniz. Ama bir yerden başlamak zorundasınız.
Bu biraz coğrafya gibi: haritada ülkeler ve bölgeler var. Bu bölgeleri ve aralarındaki sınırların şeklini öğrenmelisiniz. Sorasında bunların ardındaki tarihi incelemeye ve ülkelerin – tıpkı sanat tarihi kategorilerindeki gibi – genellikle tartışmaların, güç mücadelelerinin ve tarihin tuhaf değişimlerinin sonucu olduğunu görmeye başlıyorsunuz.
Hangisi olmak istersin? Bir Uzman Mı Yoksa Genel Biri Mi?
Birçok çalışma alanı gibi sanat tarihinde de uzman ya da genelci biri olabilirsiniz. Bir uzman belirli bir yere odaklanır ve dalgıçlar gibi daha az derin yerlerde yüzecektir. Bir genelci ise yüzeye yakında kalır ve gözlerini ufka kaldırdıkları için daha geniş bir bakış açısına sahip olma avantajına sahip olurlar.
Yıllar geçtikçe çalışmalarımda genelci olduğum kesinleşti. Mümkün olabildiğince fazlasını görebilmek için genel bakmayı tercih etmem dışında kasıtlı yaptığım söylenemez. Bence bunun sebebi tek bir konuya odaklanmaktan ziyade pek çok şeyden zevk almam.
Her zaman böyle olmadı tabii.
Sanat tarihine ilk başladığımda final tezim oldukça uzmancaydı. Tezin başlığı ‘Fransisken ve Dominik Sanatının Geleneklerinde 15. Yüzyıl İtalyan Freskleride Dua Mimiklerinin Nasıl ve Neden Çizildiğinin Analizi’ ydi.
Tezler uzman olma eğilimindedir. Tek bir konuyu daha derine inmemi sağlamak için eğitmenimin konuyu sınırlandırmam için teşvik ettiğini hatırlıyorum. Ona yeni bir konu başlığıyla cevap verdim ve o bana daha da daraltmamı söyledi. Bana yazdığı mesaj akıllıcaydı:
Kapsama alanınızı geniş tutarsanız, hiçbir şeyin derinine inemezsiniz.
Bununla beraber, o zamandan beri daha genel bir görüşe döndüm. Modern sanattan Budist heykellerine, Yunan mimarisinden Post-Empresyonist resimlere kadar öğrenebildiğim kadar öğrenmeyi seviyorum.
Eğitmenim genel olunduğunda referans noktalarını daraltmanın zor olduğu konusunda haklıydı. Yine de ben geniş bakmayı seviyorum. Çalışmalarınızı nasıl ilerleteceğiniz size kalmış. Umarım bu kılavuz yardımcı olmuştur.
-Carmen
Bir önceki yayınım olan Kitap önerileri yazıma ulaşmak için buraya tıklayın.
- Doa Ginseng Serum Yorumu – Memnun Kaldım Mı? - 21/05/2024
- Hidden Love Konusu ve Yorumu – Bir İlk Aşk Meselesi - 10/09/2023
- My Lovely Liar Konusu ve Oyuncuları – Benim Güzel Yalancım - 31/07/2023