Mandalina Kokulu Bir Film – Mandariinid Konusu ve İncelemesi

Mandariinid – Mandalina Bahçesi Filmi

Herkese selamlar,

Bugüne kadar birçok savaş filmi üzerinden savaşın kötü bir şey olduğunu anlatan filmler izledik. Savaşın acı gerçeklerini ve insanlar üzerindeki bıraktığı travmalara şahit olduk, her seferinde de hayrete ve dehşete düştük. Bugün bahsedeceğim film yoğun, gürültülü ve vahşi savaş görüntülerinden arınmış, anlatmak istediğini sakin ve yorgun bir adamın gözünden bize ulaştıran ama anlatımından hiçbir şey eksiltmemiş bir sanat eseri. 

mandariinid

Bu filmi izlemeden önce beklentinizi çok yüksek tutun çünkü çok büyük bir film. Zaman kaybetmeden izlenilmesi gerek. Zaza Urushadze ’nin uzun metrajlı filmi “ Mandariinid ”, savaşın gölgesinde kalan birkaç insanın yaşadıkları trajikomik hikayeden yola çıkarak, Çeçen ve Gürcüler arasındaki kanlı savaşı mercek altına alıyor. 

Filmin konusundan kısaca bahsedecek olursak; 

Mandariinid Konusu

Eski Sovyet ülkeleri Abhazya ve Gürcistan arasında gerçekleşen 1992 yılındaki savaş sırasında çatışma hattının yakınlarındaki Estonyalı köy sakinleri on yıllardır kaldıkları toprakları çoktan terk etmiştir. Fakat geride iki kişi kalmıştır; Ivo ve Margus. 

Çatışma sesleri köylerine adım adım yaklaşırken Margus Estonya’ya gitmeden önce bahçede kalan mandalinalar ‘ı toplama telaşındadır, Ivo ise terk etmeyi düşünmediği bu topraklarda arkadaşı Margus’un mandalinaları toplayabilmesi için ahşaptan kasa yapmaktadır. 

Ancak çatışmanın taraflarına ‘yabancı’ Ivo’nun kapısında bir gün yeni ziyaretçiler belirir: İki Çeçen asker Ivo’dan biraz ekmek alır. Bunlardan biri Ahmed’dir 

İkilinin ayrılmasından kısa bir süre sonra Gürcüler, Ahmed ve arkadaşı ile çatışmaya girer. Buradan yaralı bir şekilde sağ kurtulan Hıristiyan Niko’yu ve Müslüman Ahmed’i evine alan Ivo olur, ancak Ivo, ikiliden bir söz tutmasını ister: Kimse onun çatısının altında bir diğerini öldürmeye teşebbüs etmeyecektir. 

mandariinid

Film Neleri Anlatmayı Amaçlıyor

Bu filmde bir tek savaş sahnesi olmamasına rağmen savaşın en derin acılarına, çaresizliğine, saçmalığına ve hiçliğine şahit oluyoruz. Başlarda filmin sade ve ağır bir tempoda geçeceğini anlıyoruz.

Görüntü yönetmenin harika vizyonu ile adeta her karesi kartpostal niteliğinde olan kasabayı dolaşıyoruz. Önceleri yaşlı bir adamın dramatik hikayesini anlatacağını sandığımız film, birkaç dakika sonra farklı bir boyuta geçerek trajikomik bir hale geliyor. “Oğlunun yanına bir Gürcü gömdün” sözlerine karşılık, “Ahmed fark eder mi?” diye soran Ivo’ya (Lembit Ulfsak) “fark etmez” diyemediğimiz sürece içimizdeki nefreti hiçbir zaman azaltamayız.  

Umarım keyifle izlersiniz.

Görüşmek üzere.

-Özlem

 

Özlem’e ait diğer yayınlara ulaşmak için buraya tıklayın.

Sitedeki diğer film yorumlarına ulaşmak için buraya tıklayın.

Özlem

Özlem

Gazi'de İngilizce Öğretmenliği son sınıf öğrencisi, yedinci sanat dalına düşkün biri. Sinemanın gücüne inanır, zamanını anlamak ve anlatmak için harcar, arada yazar, çokça düşünür. Keşfetmeyi ve yolculuğu seven biridir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir