Pachinko Konusu ve Yorumu
Merhabalar sevgili Jazetel okuyucuları! Ben yeni yazarınız Vane, ve ilk yazımla karşınızdayım. Bu yazımda Lee Min Ho ‘nun yeni dizisi Pachinko hakkında konuşacağım. Keyifli okumalar diliyorum!
Pachinko Konusu
Lee Min Jee’nin romanından uyarlanmış 8 bölümlük mini bir dizi. Drama biter bitmez ikinci sezon onayını aldı, yani seyirci tarafından oldukça olumlu tepkiler aldı demek yanlış olmaz. Pachinko , japon asıllı bir oyun makinesidir. Eğlence amaçlı bir arcade oyunu olmasının yanı sıra, daha çok kumar makinesi olarak kullanılıyor.
Dizi İncelemesi
Olaylar 1900’lerin başında, Japon işgali altında olan Kore’de geçiyor. Rahatsızlığı olan bir adamın ve sürekli düşük yapan eşinin sonunda bir kız çocukları dünyaya geliyor, Sunja. Başrolümüz. Anne babası bir pansiyon işleterek geçimlerini sağlıyorlar. Sunja zamanının büyük bir çoğunluğunu babasıyla, pazarda dolaşarak, onunla vakit geçirirken ondan pek çok şey öğrenerek zamanla büyüyor.
İleriki bölümlerde ekrana gelecek olan Han Su, nam-ı diğer Lee Min Ho, ise herkesin hakkında konuştuğu, ünlü bir iş adamını oynuyor. Pazarda onun için çalışan adamları var, zaman zaman onları denetlemeye gidiyor. Tam da bu günlerden birinde, gözüne pazarda dolaşan genç bir kız takılıyor. Sebebi nedir bilinmez, kendisine ilgi duymaya başlayıp ona bir şekilde yaklaşmanın yollarını aramaya başlıyor.
Ve bir şekilde başarıyor da. Zamanla daha çok vakit geçirmeye başlıyorlar ve aralarında bir aşk doğuyor. Ve sonrasında Sunja hamile kalıyor. Fakat Han Su’nun evli ve çocuklu bir adam olduğunu öğrendiğinde şoka uğruyor ve kendisiyle görüşmeyi kesme kararı alıyor.
Bilmemiz gereken bir diğer önemli karakter ise papaz olan Baek Isak. Sunja’nın annesinin pansiyonuna hasta bir halde varıyor. Hastalığının sebebini bilmiyoruz, ama çok ciddi bir şey olmalı ki günlerce hasta yatmak zorunda kalıyor. Bu süreçte de Sunja’nın annesi onunla oldukça ilgileniyor hayatta kalması için.
Bu süreçte Isak, bir şekilde Sunja’nın durumunu öğreniyor ve çocuğunu tek başına büyütmemesi için kendisiyle evlenmesini ve birlikte Japonya’ya gitmeyi teklif ediyor. Sunja her ne kadar istemese de başka seçeneği olmadığı için annesini, arkadaşlarını geride bırakıp Japonya’ya Koreli bir göçmen hayatı yaşamaya gidiyor.
Dizi ayrıca geçmiş ve gelecek arasında sürekli gidip geliyor. Karakterleri oynayan oyuncular da değişiyor haliyle. Bu nedenle gerçekten dizi sonuna kadar kim kimin kızı oğlu kim kimle evli çözemedim gerçekten. Hatta google’dan aile ağacına bakmak zorunda bile kaldım. İsimleri aklımda tutmakta da pek iyi biri olmayınca :’)
Gelecek zamanda Sunja’nın yaşlılığını, oğlunu ve onun da oğlu, yani Sunja’nın torunu olan Solomon’u görüyoruz. Solomon da Amerika’da bir şirket için çalışıyor. Gözünü terfi alma hırsı bürüdüğü için, şirketin Tokyo’da açmayı düşündüğü yeni bir otel için anlaşma yapmaya gönüllü oluyor ve Tokyo’ya, aynı zamanda ailesinin yaşadığı yere gidiyor.
Pachinko Yorumu
Lee Min Ho sayesinde duyduğum ve uzun bir aradan sonra kendisinin izlediğim ilk dizisi. Ayrıca izlediğim ilk Apple TV+ dizisi sanırım. En önce söylemem gereken şey sanırım çekimleri diğer izlediğim Kore yapımı dizilere göre çok farklıydı. Sinematografi çok iyiydi. Belgesel çekimi gibiydi desem çok da yanlış olmaz.
Tamamen hayatın içinden olaylar, sesler, görüntüler. Gerçeklik akıyordu resmen karelerden. Ve gerçekten kendi kültürlerini, tarihlerini çok iyi yansıtmışlar diye düşünüyorum. Dizi genel olarak kasvetliydi bence, karakterlerin pek mutlu oldukları bir zaman dilimi yoktu, ama yinede yaşamlarının hüzünlü bir güzelliği vardı.
En çok kalbime dokunan sahnelerden birisi, Sunja’nın annesinin kızının küçük çapta yapılacak olan düğünü için pazardan güç bela beyaz pirinç aldığını görmekti. O dönemlerde Kore yetiştirdiği tüm beyaz pirinci Japonya’ya satıyormuş, kendilerinin tüketmesi kesinlikle yasakmış. Yani pirinç gibi bir bakliyatın o zamanlarda oldukça lüks olması, düğün yemeği için alınması beni hem çok şaşırttı hem de oldukça üzdü. Yıllar sonra bile Sunja’nın kendi ülkelerinde yetişen pirincin tadını diğerlerinden ayırt edebilmesi de…
Bir diğer sahne de, Solomon’un iş anlaşmasını bozduktan sonra dışarda yağmur yağarken koşup sokak sanatçılarının çaldığı şarkıda deli gibi dans etmesiydi. Nedense beni çok heyecanlandıran bir olaydı. Bu sırada yaşlanmış Sunja’nın da yıllardan sonra ilk defa Kore topraklarına ayak basması, o da yağmur yağarken okyanus kıyısına gidip, dalgaları izlerken ağlaması…
Bu iki sahnenin eş zamanlı olarak gösterilmesi de kalbimin derinlerinde bir yerlerin titremesine sebep oldu. Son bölümün son 10 dakikasında gerçekten 1900’lerde Kore’den Japonya’ya genç yaşlarda göçen kadınlarla röportaj yapılmış. İzlerken o kadar duygulandım ki. Gerçekten böyle insanların var olması, neler görüp yaşadıktan sonra hala ayakta durabilmeleri, oldukça saygı duyulası.
Pachinko
Son olarak dizinin adının, yani kitabın isminin neden Pachinko olduğundan bahsedip bitireceğim. Pachinko olarak adlandırılmasının sebebi, Sunja ve ailesinin inişli çıkışlı hayatının tıpkı kumara benzediğine atıf yapan bir metafor olduğunu okudum. Hayatta bazen kaybedip bazen kazanacağımızı ifade ediyor. Tıpkı Pachinko’da olduğu gibi.
Pachinko hakkında diyeceklerim bu kadar, umarım beğenmişsinizdir. Başka bir yazıda görüşmek üzere umutla kalın!
–Vane
- Ejderhanı Nasıl Eğitirsin Konusu ve Yorumu - 11/11/2022
- Luca Konusu ve Yorumu ; Deniz Canavarı mı İnsan mı? - 09/09/2022
- Yumi’s Cells Dizi Konusu ve Yorumu - 29/08/2022