Okja Film Konusu ve Analizi – Değişim İçin Mücadele
Selamlar, Cannes Film Festivali ’ndeki ilk gösteriminde önce yuhalanıp sonra alkışlanmasıyla sansasyon yaratan bir filmden bahsetmek istiyorum, filmin adı Okja .
Okja ’nın yarattığı etkiyi kavrayabilmek için öncesinde filmin yönetmeni Bong Joon Ho hakkında bilgi sahibi olmakta fayda var.
Yönetmene Dair
Bong Joon Ho , bu yıl Parazit filmi ile 6 dalda 4 Oscar ödülü almasıyla belki de hiç adını bile duymamış olan milyonların aklına kazınan ve ben de varım diyen Güney Koreli yönetmen.
Kendisi, sosyolojiye oldukça ilgili ve aktivist bir geçmişe sahip biri. Aynı zamanda dedesi de Kuzey Kore’ye sürgüne gönderilmiş bir yazar. Birçok filminde işlediği konular itibariyle kendi yaşamından izlere rastlamak mümkün.
Ayrıca Miyazaki ’ye olan hayranlığını film boyunca hissettirmiş ?
Okja Konusu
Film, çevreye ve hayvanlara verdiği zararla tanınan Mirando şirketinin imajını düzeltmek ve ucuza et üretmek için başlattığı “Süper domuz” projesini konu alıyor.
Proje kapsamında genleri ile oynanan ve normal boyutundan binlerce kat daha büyük olan domuzların çiftçilerce yetiştirilmeleri amaçlanıyor. Güney Kore’de bir çiftlikte Mija adında dedesiyle birlikte yaşayan küçük bir kızın Okja ile arkadaşlığı böylece başlamış oluyor.
Beraber büyüyen ve birçok şey paylaşan bu ikilinin bağı yıllar içinde büyüyor ve güçleniyor. Fakat Mirando şirketinin, yetiştirilen domuzları satın alarak işlemek üzere mezbahaya göndermesi bu huzuru parçalıyor ve Mija’nın Okja için mücadelesi başlıyor.
Film Analizi
Neden domuz?
Okja, endüstriyelleşmiş toplumun tüketim çılgınlığına bir eleştiri olarak izleyiciye sunuluyor. Miyazaki’nin ‘Ruhların Kaçışı’ filminde Chihiro’nun anne ve babasının oburluğu yüzünden domuza dönüştükleri sahneyi hatırlıyor musunuz?
İşte burada da aç gözlülüğü temsil eden domuzu tüketim kültürüyle eşleştirilmiş olarak görüyoruz.
Değişim için mücadele!
Mija dedesine rağmen Amerika’ya götürülen Okja’nın izini sürmeye başlıyor ve bu tabii ki medyada yankı uyandırıyor ve şirketin imajını korumak adına Mija, New York’a davet ediliyor.
Mija’nın Okja’yı kurtarma girişimi, bir aktivist grubu olayın içine çekiyor. Sayıca az fakat yankı uyandırmayı başaran ve hayvan hakları için savaş veren bir grup genç, Mija ile beraber mesajlarını duyurmaya çalışıyor.
Hayvan Kurtuluş Cephesi (Animal Liberation Front) gerçek bir organizasyon. Kurulduğu 1976 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden örgüt, hayvanları hayvanat bahçeleri, mezbahalar ve laboratuarlardan kurtaran ve onları doğal yaşam alanlarına yerleştiren aktivist bir grup.
Mija’nın dedesine rağmen kurtarma girişiminden vazgeçmemesi ve genç üyelerden oluşan bu aktivist grubun savaşı genç neslin değişime olan inançlarını yitirmediği mesajını iletiyor.
Mirando şirketinin yüzü Lucy, kusursuz görünme çabasıyla işleri büyütme girişinde bulunan hayatı gösteriye dönüşmüş bir patroniçe. Şirketin imajının korunması için elinden geleni yapmaya hazır bir karakter, kapitalizmin vücut bulmuş hali.
Film boyunca Okja ve Mija için kamera önünde takındığı endişeli tavrının içi boş ve tek önemsediği kendi itibarı.
Bir sahnede sürekli kendi ismini yazmasından narsist bir kişilik yapısına sahip olduğunu da söyleyebiliriz.
Sistemin içinde kendini bulan ve birden yalnız kalan Mija’ya dışarıdan sürekli bir dil dayatılması da yapılıyor.
Bong Joon Ho Oscar ödül töreninde tüm konuşmasını ana dilinde yapmıştı ve birçok iyi film izleme şansını yakalamak için dil bariyerinin (altyazı) aşılması gerektiğini söylemişti.
Mija bu dayatmaya da direnerek mücadelesine devam ediyor, bu sahnede Mija içeri girmek için izin alamıyor fakat yine yılmıyor. Ulaşmaya çalıştığı şey, güçlü ve kırılmaz bir camın arkasında ve Mija tüm gücüyle bu camı aşmaya çalışıyor.
İlk girişimi başarısız oluyor, yere düşüyor. Tüm gücüyle yüklenmesine rağmen camda en ufak bir hasar görünmüyor fakat tekrar denediğinde çatlaklar oluşuyor ve cam tuzla buz oluyor.
Bu bireysel mücadelenin, sistemi yıkmaya yetmese de çatlaklar oluşturmaya devam edecek bir kuvvet oluşunun güzel bir anlatımı olmuş.
Hayvanların her şeyi yeniyor fakat çığlıkları tüketilmiyor. Duymak istemediğimiz için mi görmezlikten geliyoruz? Onların sesine kulak versek kim bilir, belki biz de bir değişim mücadelesi vermek için çabalar ve camda bir çatlak da biz açarız.
Filmden Anekdotlar
Filmin çekimleri sırasında çeşitli mezbahaları ziyaret eden Bong Joon Ho, gördüklerinden etkilenip peskataryan (balık yiyen fakat et yemeyen kişi) olmaya karar vermiş.
“Okja”, yönetmen Bong Joon Ho ile oyuncu Tilda Swinton’ın “Snowpiercer”dan sonra ikinci işbirliği. Bu kez Tilda Swinton oyunclukla yetinmemiş, filmin yapımcılarından biri de olmuş.
Filmde Okja ’nın sevdiği meyve hepimizin bildiği adıyla cennet hurması, ya da cennet elması, ya da Trabzon hurması.
Filmden sonra Tilda Swinton köpeğine Okja diye seslenmeye başlamış.
Filmi Netflix ‘te bulabilirsiniz, iyi seyirler diliyorum.
Görüşmek üzere.
-Özlem
Özlem’e ait diğer yayınlar için : TIKTIK
- Cruella Film Konusu ve Film İncelemesi - 29/06/2021
- İşe Yarar Bir Şey Konusu ve Film İncelemesi - 14/06/2021
- Vagabond Konusu ve Film İncelemesi – Yersiz Yurtsuz - 07/06/2021
Bugün yayından sonra izledim filmi ve şu an neden bu kadar geç izlemişim diye kendime kızıyorum. Yazı için teşekkürler çok güzel noktalara değinilmiş.
Ben teşekkür ederim okuduğunuz için, daha birçok güzel filmler keşfetmek dileğiyle.
Jake Gyllenhaal var diye izlemiştim ve baya beğenmiştim.
Jake Gyllenhaal ve Tilda Swinton’ın rol almaları başlı başlına izleme nedenim olabilir benim de 🙂